1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. İşçiler için "yeni bir yıl" yok
İşçiler için "yeni bir yıl" yok

İşçiler için "yeni bir yıl" yok

Sosyal Haklar Derneği (SHD), “2017 İşçi/Emekçi Hak İhlalleri Raporu” raporunu yayımladı.

A+A-

Sosyal Haklar Derneği (SHD), “2017 İşçi/Emekçi Hak İhlalleri Raporu” raporunu yayımladı.

Rapora göre yüzlerce işçi, işle ilgili nedenlere bağlı hastalığa yakalanarak hayatını kaybederken, binlercesi de işten atıldı.

Raporda işçilerin intihar ettiği, iş yerinde mobbinge uğradığı, sendikal haklarından faydalanamadığı vurgulandı.

İşte SHD’nin raporuna dair ayrıntılar:

Kamu emekçileri üzerindeki baskılar ve hak gaspları Olağanüstü Hal döneminde önceki dönemlere göre artış göstermiştir. Çok sayıda kamu emekçisine sürgün, ücret kesme, kıdem durdurma cezaları uygulanmıştır. 2016 Temmuz istatistiklerinde KESK’in üye sayısı 221 bin iken 2017 Temmuz istatistiklerinde söz konusu baskıların etkisiyle 167 bine gerilemiştir.

29 Aralık 2015’te KESK kararıyla gerçekleştirilen greve katılan kamu emekçilerinden KHK ile ihraç edilmemiş olanlara maaş kesme, kıdem durdurma, sürgün cezaları verilmiştir. Ankara’da 2016 Kasım ayından itibaren Ankara’da Yüksel Caddesi’nde direnişe başlayan akademisyen Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve arkadaşlarının direnişleri 1 yılı geçmiştir. 2017 Mart ayında başlayan açlık grevi sürmektedir. Yüksel Caddesi’nde her gün 2 kez açıklama gerçekleştirilmekte, her açıklamada polis eyleme katılanları gözaltına almakta, ancak eylem devam ettirilmektedir. Baskılara ve hak gasplarına karşı basın açıklamaları, oturma eylemleri gibi protesto eylemleriyle hak arayışı içinde olan çok sayıda kamu çalışanı değişik kentlerde defalarca gözaltına alınmıştır. Aydın, Malatya ve diğer illerde işine geri dönmek isteyen kamu emekçileri peş peşe birçok kez gözaltına alınmışlardır. KHK ile ihraç edilmiş olan SES Malatya eski Şube Başkanı Bülent Uçar kalp krizi sonucu ölmüştür. Proje okul uygulaması nedeniyle Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nden sürgün edilen Edebiyat Öğretmeni Mustafa Turgut kalp krizi sonucunda hayatını kaybetmiştir. Barış İçin Akademisyenler imzacıları arasında yer alan ve bu nedenle Çukurova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ndeki sözleşmesi yenilenmeyen, diğer üniversitelere başvuruları da kabul edilmeyen Dr. Mehmet Fatih Tıraş da intihar ederek yaşamına son vermiştir. İzmir’de FETÖ üyesi olmak iddiasıyla açığa alınan Asistan Doktor Orhan Çetin intihar ederek yaşamına son vermiştir. İstanbul’da da işyerinden memnun olmayıp başka bir yere tayinini isteyen hemşire Fatma Şeker tayin talebinin reddedilmesinden sonra intihar etmiştir. Bir ayda üç yargı emekçisi intihar etti: Antalya’da Bölge Adliye Mahkemesi’nde görevli zabıt kâtibi Cevahir Toker, adliye binasının yedinci katından atlayarak yaşamına son vermiştir. Dersim Çemişgezek Adliyesi’nde mübaşir kadrosunda çalışan Süleyman Aydın, adliyenin arşiv odasında kendisini asmıştır. İstanbul Anadolu Adliyesi’nde zabıt kâtibi olan Fatih Ersoy yaşamına son vermiştir. BES ve Türk Büro-Sen “ağır iş yükü, ekonomik ve sosyal hakların yetersizliği, baskı ve ayrımcılık gibi nedenlerle yargı emekçilerinin psikolojisinin bozulduğunu” belirtmiştir. Sağlık emekçilerine şiddet: SES Genel Sekreteri Pınar İçel, günde 30 sağlık emekçisinin şiddete uğradığını açıklamıştır. İçel, iktidar tarafından sağlıkta yaşanan sorunların sorumlusu olarak sağlık emekçilerinin gösterilmesi nedeniyle şiddet olaylarının arttığını belirtmiştir. Hekimlerin aşırı çalıştırılması ve hekim intiharları: Kasım ayında aynı gün içinde 3 sağlıkçının intihar etmesi üzerine TTB kötü çalışma koşullarına dikkat çekmek üzere sosyal medya kampanyası başlattı. Asistan doktor Ece Ceyda Güdemek (Adana), Uzman doktor Engin Karakuş (Batman), tıp fakültesi öğrencisi Yağmur Çavuşoğlu (İstanbul)  TTB hekimlerin 36 saate varan nöbetler, haftalık 100 saati aşan çalışma saatleri ve 5 dakikada bir hasta bakma zorunluluğu ile kötü şartlarda çalışan hekimlere dikkat çekti.

İŞTEN ÇIKARMALAR

Ülkenin bir çok farklı yerinden işyeri kapanması, küçülme, daralma gibi gerekçelerle işten çıkarma haberleri gelmiştir. Bunların bazılarında, daha düşük ücretle işçi çalıştırmak isteyen işverenlerin, OHAL döneminde işçilerin direncinin zayıf olacağını öngörerek işten çıkarmış olma olasılıkları bulunmaktadır. Öte yandan ülkedeki ekonomik durumun da etkili olduğu görülmektedir.

-Global Eva Plastik (İstanbul, petrol-kimya işkolu): Esenyurt’ta ayakkabı tabanı imalatında faaliyet gösteren Global Eva Plastik isimli işyeri Ocak ayında üretimi durdurmuş ve Şubat ayında işçilere hiçbir ödeme yapmadan 120 işçisini işten çıkarmıştır.

-Şirvan Maden Ocakları: Şirvan’da 216 maden işçisi işten çıkarılmıştır. 2016 Kasım ayında 16 işçinin iş cinayetine kurban gittiği Şirvan’da Ciner grubu hayatta kalan işçileri işten çıkarmaya devam etmiştir. Daha önce 357 işçisini işten çıkaran şirket, 2017 Şubat ayında da 216 işçinin işine son vermiştir.

-Polimer Plastik (İstanbul, tekstil): İstanbul Sefaköy’de çuval üretimi yapan Polimer Plastik işyeri 2017 Kasım ayında iflas ettiğini açıklayarak faaliyetini durdurmuştur. 650 işçinin çalıştığı, Teksif’in örgütlü olduğu işyerinde tüm makinaların hacizli olduğu açıklanmıştır. İşçilerin tazminatları ve 3 aylık ücretleri ödenmemiştir. İşyerinde 12 gün nöbet tutan işçiler 12 Kasım’da direnişi bitirmişlerdir. İşçi alacaklarının mahkeme yoluyla alınmaya çalışılacağı açıklanmıştır.

-Kırklareli Şişe Cam: Fırın kapanması gerekçesiyle 90 işçi işten çıkarıldı. İşçiler 20 günlük mücadelenin ardından kısmi kazanımla direnişlerini sonuçlandırdı. Direniş, işçilerin üye olduğu Kristal-İş Sendikası’nın direnişi desteklememesine rağmen gerçekleştirildi. Lüleburgaz’dan İstanbul’a yürüyüşe geçen işçilerin yürüyüşü OHAL gerekçesiyle engellendi. Sonrasında, isteyen işçilerin Eskişehir’deki fabrikada işe başlaması, Eskişehir’e gitmek istemeyen işçilere ise teşvikli tazminat ödenmesi konusunda işçilerle işveren arasında anlaşma sağlandığı açıklandı. Mevcut zor şartlar (OHAL baskıları ve sendikanın direnişe destek vermemesi) altında 90 Trakyalı diz çökmeden, mücadeleyle bazı kazanımlar elde etmiş oldu.

- Doğan Medya (İstanbul vd., basın yayın işkolu): Doğan TV grubu içinde yer alan değişik televizyon ve radyo kanallarından 40’ın üzerinde çalışan “kemer sıkma” politikası çerçevesinde işten çıkarıldı.  (29.11.2017)

- Yılmaz Elektrik (Kocaeli, inşaat işkolu): Kocaeli İSU taşeronu Yılmaz Elektrik Otomasyon’da çalışan 20 işçi 20 Kasım’da gerekçesiz olarak işten çıkarıldı. İşçilerin 70 günlük ücretleri ve tazminatları ödenmedi. İşçilerden İnşaat-İş üyesi 4 işçi 26 Kasım’da Tuzla’daki şirket merkezi önünde direnişe başladı.

-Standard Profil (Düzce, petrol-kimya işkolu): Petrol-İş üyesi 140 işçi gerekçesiz olarak işten çıkarılmıştır. Tepki eylemleri ve açıklamalar yapılmıştır. İşten çıkarmaları protesto amacıyla Standart Profil şirketine ait SP1 ve SP2 işyerlerinde 10-12 Eylül tarihlerinde 48 saatlik eylem gerçekleştirilmiştir. Sendika, eylem sonrasında bir ek protokol yapıldığını açıklayarak direnişi bitirmiştir.

ÜCRET, ÇALIŞMA ve BARINMA KOŞULLARI İHLALLERİ

Ücretlerin düşüklüğü, geç ödenmesi, bazen aylarca ödenmemesi, aşırı süreli çalışmalar yapılması ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi, izin hakkının kullandırılmaması gibi bir çok hak ihlali bulunmaktadır. Türkiye, benzer gelişmişlik seviyesinde bulunan ülkelere göre hem yasal çalışma süresinin  yüksek (haftalık 45 saat) olduğu, hem de fazla çalışmanın çok olduğu bir ülkedir.

Kıdem Tazminatının İşlevsizleştirilmesi Girişimi: Yıllardır sermayenin ve hükümetlerin gündeminde olan ve kıdem tazminatının işlevsizleştirilmesini hedefleyen girişim 2017 yılında da uzun süre yoğun şekilde gündemde kaldı. Eksik ve sorunlu alanları olmakla birlikte işçiler açısından önemli bir hak olan kıdem tazminatının sermayeye “yük” olmaktan çıkarılması iktidar tarafından gündemde tutuldu. Temmuz ayında ÇSGB Bakanı’nın değişmesiyle bu konudaki girişimler duraklamıştır. Ancak, AKP iktidarının ve sermayenin gündeminde kalmaya devam etmektedir. Emek örgütleri ve emekçiler ise kıdem tazminatının işçiler açısından etkinliğini artıracak önerileri gündeme getirmelidir.

Taşeron İşçilerin Güvencesizliği: 2017 yılında taşeron işçilerin güvencesiz koşullarda çalışmaları devam etmiştir. İşten çıkarmalar, düşük ücretler, diğer işçilere göre daha sağlıksız ve güvensiz çalışma şartları sürmektedir. İktidarın 2016 yılında kamu taşeron işçilerine verdiği sözün yerine getirilerek kadrolu çalışma talebi yıl boyunca önemli gündemlerden birisi olmuştur.

Taşeron işçilerin kadro ve güvence talepli eylemleri: Değişik şehirlerde işçiler taşeron işçilere kadro talebiyle eylemler gerçekleştirdi. Eskişehir’de Genel-İş’in basın açıklamasına 200 taşeron işçisi katılmıştır. (11.11.2017).

Eroğlu Skyland Şantiyesi (İstanbul, inşaat işkolu): İstanbul’da süren büyük inşaatlardan olan Eroğlu Skyland Şantiyesi’nde kötü çalışma ve barınma koşulları ile ücret sorunlarından kamuoyu Şubat ayı içinde ortaya çıkan 2 işçi direnişiyle haberdar olmuştur. 16 Şubat tarihinde 1.000 kadar işçi “kötü yaşam ve çalışma koşulları” nedeniyle iş bıraktı. Bu direniş sonrasında işyerinde faaliyet gösteren İnşaat-İş sendikası işçiler adına işverenle görüşme yaptı. Ardından şantiyenin elektrik tesisatı taşeronu Çağla Grup’ta çalışan DİSK/ Devrimci Yapı İş üyesi 30 işçi ücretlerin ödenmemesi ve baskılara karşı direnişe geçti. Şubat ayı sonu itibariyle direniş işçilerin ücret, kıdem tazminatı ve bütün alacaklarının ödenmesiyle son buldu.

Turmaks (Maldivler, inşaat işkolu): Yine inşaat işkolunda yurtdışında iş yapan Türk şirketlerinin ve buralarda çalışan değişik uluslardan işçilerin çalışma ve yaşam koşulları Maldivler’de yaşanan bir direnişle gündeme taşınmıştır. Maldiv Adaları’ndaki en büyük hastanenin inşaatını yapan Turmaks isimli Türkiye’li şirkette çalışan Türkiye, Bangladeş, Hindistan, Filipin ve Senegal’li 260 işçi ücretlerin ödenmemesi, kötü çalışma ve barınma koşulları nedeniyle direniş gerçekleştirdi. Direniş sonrasında işçilerin ücretleri ödendi.

Mevsimlik tarım işçileri (Adana, tarım): 2017 yılı da mevsimlik işçilerin barınma ve çalışma yerlerine taşınması koşulları konusunda ilerleme sağlanmadan geçmiştir. Şubat ayında Adana’da mevsimlik işçilerin kaldığı 15 çadır yanmıştır. Bu olayda, ne mutlu ki, can kaybı yaşanmamıştır. Mevsimlik tarım işçilerinin çok kötü koşullarda taşınmaları her yıl birçok katliamla sonuçlanmaktadır. Ayrıca sağlıksız koşullarda kalan ailelerin çocukları hastalanmakta, bulaşıcı hastalıklar yayılmaktadır. Mevsimlik işçilerin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için acil olarak adım atılmalıdır. Aksi halde yüreğimizi yakan çok sayıda olayla her sene karşılaşılması muhtemeldir.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.